31 Temmuz 2012 Salı

Kısacası Aşk


Aşk… Kalbin ritmini değiştirdirği, nefesin çıkmaya zorlandıgı  hayatın kalıplarını değiştirdiği andır. Kocaman hayata sığamayan bir insan küçücük bir kalbe nasıl olur da sığabilir?
İnsanın aklını yitirmeden önceki son çırpınışları… Sevmenin baslangıcı, belki de sevilmenin sonu. Yitirdiğimiz onca duygunun içinde alevlenen her yeni gün biraz daha sevdiren kalbi zorlayan acımasız anlar. Doğru bir anahtarla yanlış kapıyı açmaya çalışmak gibidir aşk. Zorluklara, fırtınalara, kasırgalara karşı sığınacağınız bir liman.. Kimi zaman da sırt sırta verebileceğiniz sevgisini engelsiz hissedebileceğiniz bir rüzgardır aşk. Zıtlıklarla dolu bir macera. Ve aşk aslında dua gibi başlayıp  küfür gibi fırlatılan bir leke.

                                                                                                             K.Nur Özbek - Ayşegül Özbek

Bütün Hakları Saklıdır.

28 Temmuz 2012 Cumartesi

Öyle :)

Seviyorsan git konuş bence. - Dert dinlemekten yorulan insanın son sözü.

Hayal

Hepimizin iyi kötü hayalleri var.. Bu içimizdeki yaşama ümididir bence. Çünkü ilerisi için bir şey düşünmüyorsa insan, bugün yaşamamalı. Yarının iyi olacaksa, bugün onun için her şeyi yapmalı.. Herkes iyi şeyler hayal eder. Onunla kendini tatmin eder. Çünkü insan hep daha iyisini ister. Hayallerinize kavuşmanız için çok az bir zamanınız ve o az zaman sizin son şansınız olabilir. Bunun için şerefsiz politikacıların anlamsız vaatleri gibi cümleler kurmamı beklemeyin. Sonuçta isteyen hayallerine kavuşuyor... Hayaller içinde hayatta kalınır. Yine hayal ederek ölünür. Her şey hayal ile olmaz ancak hayalsiz de yaşam olmaz. İyi şeyler hayal etmeli ve bunun için yaşamalıyız. Önemli olan da hayallerini gerçekleştirdiğinde duyduğunuz hazdır. Bu hazzı tatmanızı diliyorum. Bol hayalleri olan günler sizinle olsun... 

                                                                          Ayşegül Özbek

Bütün Hakları Saklıdır.

27 Temmuz 2012 Cuma

Susmak mı, Konuşmak mı ?


Bazen canın birşeye sıkılır, susarsın. Konuşmak sana acı veriyormuş gibi. Aslında konuşunca da o kadar acı vermediğini anlarsın. Susmak bir erdemdir. Konuşmak da ayrı bir erdem.  Sen bu erdemleri dengeleyerek yaşamalısın. Hep susmak, ya da hep birilerinin başının etini kemirmek iyi değildir. Hep derler susan insandan ürkmelisin diye. Katılmıyorum o söze. Çünkü artık öyle bir devirdeyiz ki konuşan da susan kadar suçlu.Susan insan hep çalışıyordur aslında sustugu dakikalar boyunca. Beynindeki soruların çıkış yollarını ararken, hayat enerjisini konuşmakla harcamak doğru gelmiyordur ona.Ve çoğu zaman ya çıkış yolunu bulur beyin labirentlerinin öyle konuşur, ya da sonuca ulaşamaz ve artık o iç ses onu bitirmeye başlar, çözüme ulaşamama sorununun üzerini kapatmak için konuşmaya başlar... 

                                                                                  Ayşegül Özbek 



Bütün Hakları Saklıdır.